Yaşam

Müge Anlı’da Sinan’ın sahip olabileceği olası psikolojik rahatsızlıkları uzman psikologla konuştuk!

İçeriğimizde yer alan ruhsal bozukluklar/belirtiler/teşhisler, uzmanından alınan tahminlerden oluşmaktadır. Ve içeriğimizdeki belirtiler bazı kullanıcılar için tetikleyici olabiliyor.

Türkiye gündemini oldukça meşgul eden ve Müge Anlı’yı çileden çıkarma noktasına gelen Sinan Sardoğan hakkında akıl hastalığına dair birçok farklı argüman ortaya atıldı. 64 yaşındaki Arife Gökçe’nin kaybında baş şüpheli olarak Müge Anlı ile Tatlı Sert’in stüdyosunda bulunan Sinan Sardoğan’ın “akıl sağlığı” raporu olmasına rağmen bazı sorunlar yaşadığı belliydi. .

Elbette elimizde kesin bir veri veya psikoterapi seansı yok. Biz de bu yüzden merak ettik ve psikolog sevgili Pınar Alemdar’a sorduk! Programda Sinan Sardoğan’ın ifade ve davranışlarını da bizler için ele aldı, Sinan’ın ‘olası’ psikolojik rahatsızlıklarını belirtileri ve örnekleriyle birlikte anlattı.

Not: İtalikmetin stili uzman görüşü değildir.

İyi okumalar!

64 yaşındaki Arife Gökçe’nin kaybının baş zanlısı Sinan Sardoğan, çelişkili açıklamaları, saldırgan tavırları, kendisinden yaşça büyük kadınlara düşkünlüğü, reşit olmayan erkeğe tecavüz suçuyla son günlerde Türkiye’nin gündemini meşgul ediyor. 18 ve çeşitli cinsel fanteziler.

Akıl sağlığı raporu var ama diziyi izleyen psikoloji uzmanları dahil tüm izleyiciler Sinan’ın büyük bir sorunu olduğunu düşünüyor.

Sizin için bu konuda bir uzmana danıştık! Sinan Sardoğan’ın sahip olabileceği ‘olası’ ruhsal rahatsızlıklardan da bahsetti!

Uzmanımızın gözüne çarpan ilk belirti ‘Antisosyal Kişilik Bozukluğu’ oldu. Peki Antisosyal Kişilik Bozukluğu nedir?

‘Antisosyal Kişilik Bozukluğu’nu, genellikle 1,5 yaşından sonra bireylerde görülen, başkalarının hak ve özgürlüklerine saygısızlık etme ve onları çiğneme örüntüsü olarak tanımlayabiliriz. Antisosyal Kişilik Bozukluğu, kişi 15 yaşına gelmeden teşhis ediliyor. Bu davranışlar şizofreni veya bipolar bozukluktan bağımsız olarak görülebiliyor.’

1. Antisosyal Kişilik Bozukluğu olan bireyler sosyal normlara uyum sağlayamazlar. Başkalarını taciz etmekten çekinmez, kendisinden başka kimsenin isteklerine saygı duymaz ve bu istekleri dikkate almaz.

Örnek olarak Sinan Sardoğan’ın köyde yaşadığı kadınlara kendi istekleri dışında mesajlar gönderdiğini ve bu mesajların cinsel içerikli olduğunu gösterebiliriz. Uzmanımızın dikkatini çeken en büyük örnek ‘Telefon numaram var. Neden mesaj atmayayım?’ ‘Numaram sizde olsa da mesaj atamazsınız, Müge Anlı’ya ‘Alo’ bile diyemiyorsunuz” diyerek kendini savunduktan sonra, ‘Ben neden diyemiyorum? “Merhaba Müge Hanım” dedi ve ayağa kalktı.

Yani Sinan kimsenin isteğine saygı duymaz, canı ne isterse onu yapar diyebiliriz.

Bu, hayatın gerektirdiği sosyal normlara uyamadığınızın bir göstergesidir.

1.1 Dürtüsellik: Sonuçlarını düşünmeden dürtüsel olarak harekete geçme.

‘Mesela insanlara suç olduğunu bilerek cinsel içerikli mesajlar göndermesi veya mesaj attığı kadınların evli olduğunu bilerek mesajlar atması örnek olarak verilebilir. Sonuç olarak, bu davranış kadınlardan veya yakınlarından büyük tepki alabilir ve hatta polise şikayette bulunabilir. Sonuçlarını düşünmeden dürtüleriyle hareket eder.’

1.2 Sürekli yalan söylemek.

Uzmanımız, Sinan’ın aslında yayının başında söylediklerini yalanladığını gözlemledi. “Ama bunu böyle söylemedin mi?” sorusuna ‘Hayır öyle bir şey demedim’ diyen Sinan’ın sözleri ekrana gelince ‘Bu bir montaj, bana kumpas kuruyorsunuz. Ben öyle bir şey demedim’ diyerek savunma mekanizmasına geçiyor. Bu, söylediği saçmalıkları unuttuğunu veya saçmalıkları saçmalıklarla örtmeye çalıştığını gösterebilir.

1.3 Pişmanlık duymamak.

“Tacizleri sonucunda birçok insan evlerini terk etmek ve başka yerlere taşınmak zorunda kaldı. Ama hiç umursamıyor. Arife Gökçe’nin kaybından dolayı da herhangi bir pişmanlık ya da üzüntü duymuyor. Ona göre kendinden başka herkes suçludur…’

2. Teşhircilik/Teşhir Bozukluğu

Uzmanımıza göre Sinan’ın bir diğer ruhsal bozukluğu da Teşhircilik/Gönderme Bozukluğu… Kişi, arzusu olmayan bir kişiye karşı cinsel dürtülerine göre hareket eder. Bu cinsel dürtüler hem kendisinin hem de karşıdaki kişinin hayatında sorunlara neden olur.

Teşhircilik/Teşhircilik Bozukluğu ise 3 farklı şekilde ele alınır.

1. Ergenlik öncesi çocuklarda cinsel organları açıkta olan cinsel uyarılma,

2. Fiziksel olarak olgun bireylere cinsel organların teşhir edilerek cinsel uyarılma,

3. Cinsel organları ergenlik öncesi çocuklara ve fiziksel olarak olgun bireylere maruz bırakarak cinsel uyarılma.

Sinan hakkında elimizdeki veri ve kanıtlara göre hem ergenlik öncesi çocuklara hem de olgun bireylere bırakarak cinsel uyarılma belirtileri gösterebilir.

3. Pedofili

2018 yılında 13 yaşında olduğu söylenen Suriyeli bir çocuğu boş bir eve götürerek cinsel istismar ve tecavüz suçlamasıyla gözaltına alınan Sinan Sardoğan, çocuğun kimliğini teşhis etmesi üzerine tutuklanarak Metris Cezaevi’ne gönderildi. Daha önce benzer başka bir davayla ilgili bir iddia olmamasına rağmen Sinan’ın küçük çocuklara ilgi duyması da muhtemeldir.’

Uzmanımız Pınar Hanım, Sinan Sardoğan’ın özellikle yayındaki agresif tavırlarına ve görüntüsüne dikkat çekti. Bu patlamaları genellikle erkekliği veya erkekliği hakkında hakarete uğradığında gösteriyordu.

Elbette değerli uzmanımızın bu konuda bir öngörüsü var…

Arife Gökçe’nin de aralarında bulunduğu bir grup insan kendilerine hep “Sen de mi erkeksin?” Cümle şeklinde cümleler kurduğunu ve bu cümlelerin kendisini çok kızdırdığını söyleyen Sinan, başta Müge Anlı olmak üzere herkese karşı aynı şekilde soru soran saldırgan bir tavır sergiliyor. hava.’

Uzmanımızın merak ettiği bir şey daha var; Sinan çocukluğunda hiç şiddet gördü mü?

‘Özellikle Müge Anlı’nın’ Çocukken başınıza bir şey mi geldi?’ Soru karşısında tedirgin olan Sinan Sardoğan’da savunma mekanizmasının devreye girdiği görüldü. Erkeklik sorulduğunda gergin olduğu gözlemlenen Sinan Sardoğan’ın geçmiş yaşamı, teşhis ve uygulanacak tedavide değerli rol oynayacaktır.’

Hatırlarsanız daha önce Sinan’ın ‘Gerontophilia’sından bahsetmiştik. Sinan Sardoğan’ın mesaj yazdığı kişilerin ortak özelliklerinden hareketle, bireyin olgun/yaşlı bireylere duyduğu cinsel istek olarak tanımlanan Gerontophilia tanısına uyduğunu görmekteyiz.

“Çok küçük yaşlardan itibaren annesiyle yaşıyor olması, kendisinden yaşça büyük kadınlara duyduğu ilgiye ışık tutabilir. Bakıma muhtaç yaşlı annesine tek başına bakması, daha önce bir ilişki yaşamamış olması, hiç evlenmemiş olması ve dile getirilen cinsel rüyalar yaşadığı ‘cinsel açlığı’ ortaya çıkarabilir. Çünkü hayatında sadece annesi karşı cinstir. Muhtemelen bu yüzden yaşlı kadınlara can atıyor olabilir.’

“Bakım ve rehberlik için yetişkinlere bağımlı olması gereken bir çocuğun güvenilmez, kontrolden çıkmış ve yetişkin figürleri tarafından zararlı istismara eğilimli olduğu gibi korkunç bir gerçeklikle birlikte -cinsel, fiziksel, sözlü veya duygusal- çocukluk travmaları yaşıyor.”

“Çocukluk istismarının kurbanları, yaşamlarının erken dönemlerinde dile getirilmesi acı verici ve korkutucu olan niyet ve duygulara karşı savunmak için baş etme stratejilerini öğrenirler.

Bu savunma sistemleri istismar anında çok değerli işlevler yerine getirirken, çocuğun ruhsal olarak geliştiği için yetişkinliğe uyum sağlamasını engelleme eğilimindedir. Travma vakalarında en yaygın savunma sistemleri bastırma, inkar ve çözülmedir.’

“Yaşanmış üzücü ve yıkıcı olayların unutulması/görmezden gelinmesi olarak da görülen bastırma, çocukken istismara uğramış birçok yetişkinin bu mağduriyeti bastırmasına neden olur. Birey kendi mağduriyetinin farkına varamaz. Hayatına devam eder.”

Ancak beyin bir süre sonra bu baskılamayı yapmamaya başlıyor. Kişi bu olumsuz düşünce ve duyguları zihninden ne kadar çok uzaklaştırmaya çalışırsa, bunlar o kadar çok geçmişe dönüşler, kabuslar ve hatta psikosomatik semptomlar şeklinde geri gelebilir.’

Bu belirtiler ‘inkar’ ile başlar. Birey olayları ve olayları kabullenmez, gerçekleri reddeder.

İkincisi, ‘ayrımcılık’ var. İstismar mağdurlarının kendilerini acı verici niyet ve duygulara karşı savunmak için kullandıkları başka bir başa çıkma stratejisi olarak yorumlanır.

“Yetişkin hayatta kalanlar, onlara çocukluk istismarını sembolik olarak hatırlatan durum ve olaylarla karşı karşıya kaldıklarında, ya geçici olarak gerçeklikle bağlantılarını kaybederler ya da istismarla ilişkili acıdan kaçınmak için bilişsel olarak duygusal süreçlerden kendilerini kapatırlar.”

Uzmanımızın görüşüne göre bu durumda ‘cinselleştirme’ Sinan Sardoğan tarafından bir savunma sistemi olarak kullanılmış olabilir.

Kaygıyı yenmek, özgüvenini yeniden kazanmak, yaşadığı utancı dengelemek veya içsel ölülükten uzaklaşmak için ‘seksi’ kelimesini kullanmak istiyor. Bu korku, kıskançlık ve düşmanlık duygularını heyecana dönüştürür. Çünkü birey bu travma ile nasıl baş edeceğini bilemediği için kendini kapatır ve yaşadığı travmayı normalleştirerek başkalarına uygular.’

Belki de Sinan kendisine ‘cinselleştirme’ ile yöneltildiğinde ‘Erkek mi olacaksın?’, ‘Erkek misin?’ sınırlarını kontrol edememişti. stil cümleleri bastırır. Cinsel bir travma yaşadığı tahmininde bu form, bir savunma sistemi ile birlikte bir kalkan oluşturabilir.

Yayında kayıp olarak aranan Arife Gökçe’nin oğullarının annelerinden bahseden Sinan’a saldırmaya çalıştıklarını ve bu nedenle stüdyoda sürekli güvenlik görevlilerinin beklediğini hatırlarsınız.

Sinan Sardoğan ise bu saldırı girişimlerinde hızla yönetmenin yanına kaçar, bağırarak savunmaya geçer ve bazen gözyaşlarını bile tutamaz. Güvenlik görevlileri devreye girdiğinde – kurbanın oğullarının artık ona ulaşamayacağını anlayınca – kurbanla ilgili iddialarını kendinden emin bir şekilde tekrarlar.

Uzmanımız Sinan, kaygısının farkına vardığı, ancak kendini iman meskeninde hissettiği an bilinçaltındaki niyetini yineliyor.

“Ayrıca cinsel istismardan tutuklandıktan sonra kameralara ‘Ben yapmadım, ben yapmadım!’ diye bağırması, ağlaması suçluluk psikolojisinde kendini haklı çıkarmak için seçtiği bir savunma mekanizması olabilir. hissediyor.”

Ayrıca Sinan Sardoğan’ın mesajlarında Müge Anlı’nın sürekli tekrarladığı ve vurguladığı dikkat çekici sözler vardı. Hemen her ifadesinde ‘kara toprak’ kelimesini kullandı.

Psikoloğumuz Pınar Hanım bu mesajın altında tehdit yattığını belirtti. Halk arasında ‘Ya benim ya kara toprak’ telaffuzu ile ilişkilendirebiliriz.

Uzmanımız Pınar Alemdar’a göre bunlar, Müge Anlı’yı çileden çıkaran, tüm Türkiye’nin sinirlerini bozan ve Arife Gökçe’nin kaybından hatta tahminlere göre öldürülmesinden şüphelenilen Sinan Sardoğan’ın sahip olabileceği olası psikolojik rahatsızlıklardı.

ABD ile Türkiye arasındaki saat farkı gözetmeksizin sorularımızı titizlikle yanıtlayan, her bir semptomun tanısını, tanımını ve örneklerini tek tek anlayabileceğimiz bir dille anlatan ve ilgilenen değerli psikolog Pınar Alemdar’a teşekkür ederiz. Sinan’ın dakikalarca süren görüntülerine bizim için katlanmak zorunda kaldı! ❤️

Fikir ve görüşlerinizi bizimle paylaşmayı unutmayın!

resadiyehaber.xyz

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu